Deneyimli siyasetçi Kemal ABDULLAHOĞLU gazetemize siyasi ve ekonomik gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
ZAMLARA HEP DEVAM YA ERKEN SEÇİM?
Malum, 23 yıldır ülkeyi tek başına AKP iktidarı yönetiyor. Meclis salt çoğunluğuyla ve son yıllarda da cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle, yani icraatları engelleyebilecek tek bir siyasi engel olmadan. Bu uzun süreçte reform adı altında onlarca paket açıldı kapatıldı, bir dizi program açıklandı ve uygulandı. Ancak, sonuç olarak vatandaşa tek kelimeyle hüsran veya mevcut durumdan daha da geriye düşme şeklinde yansıdı her paket.
Problemin Temel Nedeni: Yanlış Teşhis ve Çözüm
Problemin nedeni doğru tespit edilemeyince çözümü de gerçekleşemiyor. Onca yıl boyunca olan buydu ama anlaşılamadı. Türkiye’de üretilen ve tüketilen hemen her üründe yüksek oranda ithal girdisi var, yani maliyetler genelde dövize bağımlı. Yirmi üç yıl önce iktidara geldiklerinde bir doların değeri 1.45 lira iken bugün 23 lira seviyesine yükseldi. Bu durum, ciddi bir ihmal, yönetim zaafı ve eksiklik olduğunun kesin bir göstergesi. Sonuç olarak, tüm üretim ve maliyetler 2003’ten bugüne 10 kat, hatta bazı ürünlerde 20 kat arttı. Bu nedenle tüm temel tüketim mallarına, özellikle dar gelirli yurttaşlarımız ulaşamaz hale geldi.
Dar Gelirliler ve Yoksulluk Sınırı
Unutulmamalı ki dar gelirli yurttaşlarımız toplam nüfusun yüzde 80’ini oluşturuyor Türkiye’de. Bir başka ifadeyle, ülkede çok büyük çoğunluk ya açlık sınırında ya da yoksulluk sınırında yaşamaya mahkum. Neden? Çünkü ülkeyi yöneten AKP iktidarı, iktidara geldiği günden beri başı her dara düştüğünde, her bütçe açığında zam çaresine başvurdu. Oysa çağdaş demokrasilerde zam, son çare olup daha önce oluşturulan fonlar ve rezervler kullanılır ilk aşamada.
Batı’da Zam Çağrısının Sonucu: Hükümet Değişikliği
Zamdan başka çaresi ve çözümü olmayan bir iktidar, Batı’da iktidarda uzun süre kalamaz. Ya istifa eder ya da ilk seçimde sandığın içinde kalır! Bir başka tarihi yanlış, tarımla ilgilidir. Bir zamanlar dünyada gıda üretiminde kendi kendine yetebilen yedi ülkeden biri olan Türkiye bugün ne yapıyor? 102 ülkeden tarım ve hayvancılık ürünleri ithal eder durumda, yani dışa bağımlı ve döviz ödeyerek alım yapıyor.
Enflasyon ve Ekonomik Yönetim
Gelinen noktada, bugün %30.8’de devraldığı enflasyonu 23 yıl sonra önce %150’lerde, sonra da ancak %75’lerde tutabilen bir yönetim var Ankara’da. Doğal olarak, iyi ve doğru yönetilmeyen bir ekonominin ülke seçmeninden sert bir uyarı alması kaçınılmazdı. Ve bu uyarı, son yerel seçimlerde büyük ölçüde gerçekleşti de. Ancak bu demokratik fırsattan yararlanılamadı.
CHP’nin Tavrı ve Erken Seçim Talebi
Ana muhalefet partisi olan CHP, 23 yıl sonra ilk kez 2. parti konumuna düşürdüğü son 23 yılın en zayıf noktasındaki AKP iktidarına erken seçim baskısı yapmayı tercih etmedi. Bir anlamda toparlanmasına ve imaj yenilemesine zaman ve zemin hediye etmiş oldu. Sonuçta tarihi bir fırsat daha kaçırılmış oldu. Aynı fırsat tekrar gelir mi? Mevcut iktidar bu bakış açısı ve öngörüsüzlüğü ile önemli hiçbir ülke sorununu çözemeyeceği gibi umut da vermemektedir.
Krizden En Çok Etkilenen Kesimler: Dar Gelirliler, Asgari Ücretliler ve Emekliler
Olan kime oluyor? Dar gelirliler, asgari ücretliler, emekliler ve ayın sonunu getiremeyenler krizden krize girmeye devam edecek. Bu kesimler, artan zamlar ve vergilerle daha da eziliyor, yaşam mücadelesi her geçen gün daha da zorlaşıyor. Bu durum, sosyal adaletin ve ekonomik dengelerin ne kadar bozulduğunun açık bir göstergesidir.
Sonuç: Acil ve Kalıcı Çözümler
Türkiye’nin ekonomik çöküşten çıkışı için acil ve kalıcı çözümler gerekiyor. Bu, ancak şeffaf, hesap verebilir ve halkın ihtiyaçlarını öncelikleyen bir yönetimle mümkün olabilir. Aksi takdirde, mevcut iktidarın politikalarıyla ülkemizin daha da derin bir krize sürükleneceği kaçınılmazdır.