Kemal Kılıçdaroğlu’na İhanet ve Yeni Dönem Tartışmaları
Son birkaç gün içinde KRT TV’de yapılan açıklamalar ve röportajlar, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) içindeki derin çatışmaları yeniden gün yüzüne çıkardı.
Partinin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun arkasından atıp tutanların, bu açıklamaların ardından bir anda neden sessizliğe büründüğünü ve adeta korkudan kuyruklarının titrediğini sorgulamak gerek. Kılıçdaroğlu’nun “Delegeler isterse aday olurum” açıklaması, belli ki bazı çevrelerde ciddi bir endişe yarattı. Bu endişenin kaynağını anlamak için biraz geriye gitmek, CHP’nin son dönemine ve içindeki dinamiklere bakmak gerekiyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanlığı döneminde önemli bir figür olarak ortaya çıktı. Ancak Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğine karşı olanların, kendi çıkarları uğruna partiyi nasıl bir kaosa sürükledikleri de unutulmamalı. Bu kişilerin şimdi, delegelerin yeniden Kemal Kılıçdaroğlu’nu istemesi ihtimaline karşı duydukları korku, geçmişte verdikleri vaatlerin ve yaptıkları anlaşmaların boşa çıkma olasılığına dayalı olabilir. Delegeleri kandırmak için verdikleri sözlerin altından kalkamama korkusu, onları bu kadar tedirgin eden başlıca sebeplerden biri.
Özellikle mevcut Genel Başkan Özgür Özel’in liderliğinde, partinin nasıl bir yöne evrildiği konusundaki belirsizlikler, CHP içindeki huzursuzlukları daha da artırdı. Özel’in hangi değerlere ve kimlere hizmet ettiğinin net olmaması, parti tabanında ve delegeler arasında ciddi bir sorgulama başlattı. CHP’nin, bir muhalefet partisi olarak, ahlaki değerlerini kaybetme ve işbirlikçi bir yapıya evrilme sürecine girmesi, birçok partilinin tepkisini çekiyor.
2024 seçimleri, AKP’nin son zamanlardaki yanlış politikaları ve CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun hazırladığı seçim zemini sayesinde kazanıldı. Fakat bu zafer, Özgür Özel’in son beş ayda yaptığı çalışmaların eseriymiş gibi yansıtılıyor. Özgür Özel, bu seçim galibiyetini kullanarak, “Bakın Kemal Bey gitti biz geldik, CHP en yüksek oyu aldı” algısı yaratarak, Kemal Kılıçdaroğlu’nu partiyi yanlış yöneten biri olarak göstermeye çalışıyor. Bu yanıltıcı izlenimi, partililerin ve delegelerin gözünde bir koz olarak kullanmak istiyor. Bu gerçeği halkımızın ve CHP’lilerin fark etmesi gerekmektedir.
CHP, kurulduğu günden bu yana Türkiye’nin en köklü siyasi partilerinden biri olarak her zaman belirli ilkeler doğrultusunda hareket etti. Ancak son dönemdeki gelişmeler, partinin bu ilkelerden ne kadar sapabileceğini gözler önüne serdi. Kemal Kılıçdaroğlu, genel başkanlık döneminde, özellikle adalet yürüyüşü ve farklı kesimlerle kurduğu diyaloglarla önemli bir profil çizmişti. Ancak parti içindeki bazı gruplar, Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu tutumundan rahatsız oldu ve onu devirmek için çeşitli stratejiler geliştirdi.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden aday olma ihtimali, geçmişte ona ihanet edenleri ve partiyi farklı çıkarlar uğruna yönlendirmeye çalışanları paniğe sürükliyecek. Bu kişiler, Kemal Kılıçdaroğlu’nun geri dönüşüyle birlikte, kendi pozisyonlarının ve vaatlerinin sorgulanacağını biliyorlar. Geçmişte verdikleri sözlerden dönmenin ya da delegeleri kandırmak için yaptıkları anlaşmaların gün yüzüne çıkmasından korkuyorlar. Bu nedenle, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylık açıklaması, onlar için büyük bir tehdit oluşturuyor.
Ancak, CHP delegelerinin doğru bir analiz yaparak, partinin hangi yöne gitmesi gerektiğine karar vermesi gerekiyor. Partinin, bir muhalefet partisi olarak, halkın beklentilerini karşılaması ve ahlaki değerlere sadık kalması şart. Bu noktada, geçmişte Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan haksızlıkların telafi edilmesi, partinin geleceği için kritik bir adım olabilir.
CHP içindeki bu çatışmalar, partinin geleceği açısından önemli sinyaller veriyor. Özellikle, Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğine karşı olanların, partiyi nasıl bir yöne sürüklemek istedikleri ve kendi çıkarları uğruna nasıl hareket ettikleri açıkça görülüyor. Bu nedenle, CHP’nin kurultay delegelerinin, partinin geleceği ve ahlaki duruşu konusunda doğru kararlar alması büyük önem taşıyor.
Netice olarak, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden aday olma ihtimali, CHP içindeki dengeleri ciddi anlamda etkileyebilir. Geçmişte Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan haksızlıkların telafi edilmesi, partinin ahlaki duruşunu koruması ve doğru yolda ilerlemesi açısından önemli bir adım olacaktır. CHP’nin, bir muhalefet partisi olarak, halkın beklentilerini karşılaması ve içindeki çıkar çatışmalarını aşması, ancak bu tür doğru adımlarla mümkün olabilir. Bu süreçte, Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğine ve duruşuna sahip çıkmak, partinin geleceği için kritik bir öneme sahiptir.
Kemal Kılıçdaroğlu aslıda mesajı çok net verdi.
”Elinde Hançer Olanlar Arkamda Dursunlar Haçerlerini Soğutmasınlar” dedi.
CUMHURİYET HALK PARTİSİ’nde hesaplaşma günü mü yaklaşıyor.