Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde cinsel istismar sonucu hastanede 30 gündür yaşam mücadelesi veren 2 yaşındaki Sıla bebek, önceki gün hayatını kaybetti. Bebeğin cenazesi sabah saatlerinde ailesi tarafından morgdan alınarak, Altınova Mahallesi’ndeki yakınlarının evine helallik için götürüldü ve daha sonra mahalledeki Yeni Cami’ye getirildi.
Sıla’nın teyzeleri tabuta sarılarak uzun süre gözyaşı dökerken, tabutu kucağına almak isteyen teyze Aslı Tatar, “Onu hep taşıdım yine taşırım. Nasıl kıydılar yavruma. Benim kızıma caniler, kansızlar kıydı. Saçının teline kurban olurum” dedi. Tatar, Sıla’nın annesi Bakiye ile ilgili “O bizim kız kardeşimiz değil. Öyle kanı bozuk bir kız kardeşimiz yok. Bırakın bu aileyi, bu sülalede yok öyle biri. Müebbet alsın” diye konuştu. Tabutun başına giden minik Sıla’nın dedesi ise gözyaşı dökerek tabutu öptü. Cenazede fenalaşan bebeğin akrabalarını sağlık ekipleri güçlükle sakinleştirirken, törende bulunan Kadın Dayanışma Platformu üyesi kadınlar, ellerinde “Sıla bizim kızımız” dövizleri taşıdı. Cenazeye, bebekin dedesi Latif Güler, teyzeleri Aslı Tatar ve Elif Akyüz, ailenin yakınları ile Tekirdağ Valisi Recep Soytürk, CHP Milletvekili İlhami Özcan Aygun, DEVA Partisi Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, Büyükşehir Belediye Başkanı Candan Yüceer, İl Emniyet Müdürü Ahmet Metin Turanlı ve Tekirdağ Baro Başkanı Egemen Gürcün katıldı.
Bebeğin cenaze namazını kıldırmak üzere gelen İl Müftüsü Mustafa Soykök helallik isteyerek, “Ben hepiniz adına helallik isteyeceğim. Sıla bebeğimiz ne olur bizleri affet, seni koruyamadık” dedi. Minik kızın cenazesi, kılınan namazın ardından Yenişehir Mezarlığı’nda toprağa verildi. Ailenin avukatı Ahmet Berksoy da “Sürecin takipçisiyiz. En ağır cezayı almalarını sağlayacağız” dedi.
İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınan anne Bakiye Yeniçeri (25), dini nikahla yaşadığı Sanlı Ö. (57), komşusu Kani A. (32) ile bebeğin bırakıldığı komşunun çocukları G.A. (14) ve K.A. (13) tutuklandı.
Sıla Yeniçeri’nin cenazesinin toprağa verildiği Yenişehir Mezarlığı’ndaki mezarının başına dikilen tahtaya, dedesinin soyadı olan “Güler” kullanılarak “Sıla Güler” yazıldı.