Yemin töreninin
sonunda Karoo’nun çocuğu,
ezilenlerin ışığı, “apartheid”
(ayrımcılık) döneminin
ruhunu yansıtan halkın şairi
Sandile Dikeni’nin, “Ülkem
İçin Sevgi” şiirinden bir bölüm
okuyan Ramaphosa’nın, şiir
seçimi elbette ki bir tesadüf
sayılamazdı:
“Ülkem sağlık ve zenginlik
içindir…
Denizin mavisini gör
Ve balıkların
mücevherlerini
Toprağın
derinliklerinde
Bir madencinin vatanı
için övgüsünün altın
sesini duy
Ülkem birlik içindir…
Milyonları hisset
Tutkusuna şahit ol
Eller birleşmiş durumda
Ve gözlerinde umut var”
Dikeni, Karoo’nun kurak ve
verimsiz topraklarında, Khoi
atalarınca “suya hasret diyar”
olarak bilinen Victoria West’te,
yokluğun içine doğmuş
bir çocuktu. Dışlanmanın
normal sayıldığı apartheid
döneminde sevdiklerinin
başına gelen korkunç olayların
gölgesinde şekillenmişti
ruhu.
Bir röportajında
babasının apartheid sırasında
yanlışlıkla küçük yerleşim
yerinin su kaynağını
zehirlemekle suçlandığını ve
ardından hapsedilip işkence
gördüğünü, serbest
bırakıldığında ait
olduğu topluluğun
bu yüzden ikiye
bölündüğünü
anlatmıştı.
İnandığı şeyler uğruna,
aklından geçen düşünceleri
konuştuğundan “yoldaşları”
tarafından yakılarak
öldürülen büyükannesini de
anımsatmıştı. Kader daha o
doğmadan ağlarını örmüştü.
Kuşaklar boyunca aktarılan
travmaların yoğurduğu
genlerinden beklenen
karaktere evrilmesi kimseyi
şaşırtmadı. Apartheid
döneminin genç bir aktivisti
olarak içinde yanan devrim
ateşine şiir eşlik etti.
Sandile, molotof kokteyline
atfen yazdığı ünlü
“Guava Suyu” şiirini,
Mandela’nın da
27 senelik hapis
yaşamının son
17 ayını geçirdiği
Victor Verster
hapishanesinde yazdı.
“Çalkala, çalkala
yoldaşım
Çalkala işçi
sınıfının icadını
Çalkala o birleştirici ilacı
zaman dolmadan
Çalkala vakit geçmeden önce
Çalkala o guava suyunu.”
“Bu hapishanede yatmak
‘İçimde bir şeyler uyandırdı”
demişti.
Apartheide karşı
duyduğu öfkeyi şöyle dile
getirdi:
“Yalnızca ekmekle yaşamayız
diyorlar. Biliyorum! Sadece
şiirle hayatta kaldık. Şiir
dilimizde dans ederken,
ağzımızdaki kanı sildik.
Öfkeli geçmişimizi molotof
kokteylleriyle yok ettik.
Şehitlerimizi aklımızdan
çıkarıp mezarlarından anıtlar
yaptık. Tişörtlerimize affı
işledik. Ve son kalan kan
damlalarımızla, öfkeli karanlık
gökyüzümüze barışı çizmeye
çalıştık.”
Anti apartheid protestolar,
işçi grevleri, tüketici boykotları,
açlık grevleri, yürüyüşler, şiir
ve guava suları ile geçen bir
ömür 53 yaşında tüberküloz
nedeniyle son buldu.
HALK, İKTİDARA CEZAYI KESTİ
Bir zamanlar kurtuluş
hareketi olan ve içinden birçok
efsane özgürlük savaşçısı, şair,
aktivist ve sanatçı çıkaran
ANC, apartheidin sona erdiği
1994 seçimlerinde Nelson
Mandela’nın liderliğinde
iktidara geldi ve uzun süre
yenilmez oldu
ancak yıllar içinde
cazibesini yitirdi.
Halk “ilah” olarak
gördükleri ANC’yi ağır
yoksulluk, eşitsizlik
ve işsizlik oranları,
yaygın suçlar,
elektrik kesintileri
ve parti saflarındaki
yolsuzluklar nedeniyle
cezalandırdı. Koalisyonun
en büyük pazarlığı, ideolojik
farklılıklarını ve 20 yılı aşkın
süredir siyasi rakip olmalarını
bir kenara bırakarak birlikte
çalışmayı kabul eden ANC ve
azınlıkların partisi Demokratik
İttifak (DA) arasında yaşandı.
Ramaphosa, DA’ya altı
bakanlık pozisyonu verdi ve
DA lideri John Steenhuisen’i
beyaz çiftçiler ve şirketlerin
hâkim olduğu tarım bakanı
olarak görevlendirdi. DA’nın
aldığı bakanlıklar arasında
mültecileri kontrol eden içişleri
ve temel eğitim bakanlıkları
da bulunuyor.
ANC, yeni
şekillenen kabinede savunma,
madencilik, finans ve dışişleri
gibi kilit bakanlıkları elinde
tutacak. ANC Partisi’nin
dışişleri bakanlığını elinde
tutması, Güney Afrika’nın
belirgin şekilde Filistin yanlısı,
İsrail karşıtı tutumunun yeni
dönemde de devam edeceği
anlamına geliyor.
ANC ve DA, ANC’nin Siyah
Ekonomik Güçlendirme
programı da dahil olmak üzere
birçok ekonomik politika
konusunda anlaşmazlık
içinde. Bu program, siyahların
iş dünyasında fırsatlarını
artırmayı amaçlayan bir
ayrımcılık karşıtı program.
ANC, bunun apartheidin
yanlışlarını düzeltmek için
gerekli olduğunu savunurken
DA bu politikayı
kaldırmak ve ırkın
belirleyici bir faktör
olmadığı bir programla
değiştirmek istediğini
belirtiyor. Yatırımcılar,
yapısal reformlar
ve ihtiyatlı mali
politikalar yoluyla
büyümeyi artırmak
isteyen DA’nın dahil
edilmesini memnuniyetle
karşılarken partiler arasındaki
keskin ideolojik farklılıkların
hükümeti istikrarsız hale
getirebileceği de olasılıklar
arasında görülüyor.
Sandile Dikeni’nin şiirleri,
apartheid karşıtı mücadelenin
simgesi olarak yeni hükümetin
birleştirici mesajına ilham
verirken Güney Afrika bu
yeni dönemde Mandela’nın
hoşgörülü politikasını
uygulayarak geçmişin acılarını
unutmadan birlik içinde ileriye
gitmeyi hedefliyor.